Orta Asur Devleti
Orta Asur
Devleti
Eski Asur Devleti’nin siyasi etkinliğini kaybettiği M.Ö.
1700lerden 1500lere kadar Asur kenti sıradan bir Mezopotamya kenti olarak
varlığını sürdürmüştür. M.Ö. 1500lerden itibaren Ön Asya’nın yeni güçlerinden
biri olarak tarih sahnesinde yer alan Mitanni
Devleti, Asur’a da egemen olmuş ve bu süreç M.Ö. 14.yüzyıl ortalarına kadar
devam etmiştir. M.Ö. 1400-1350 yılları arasına tarihlenen bu devir Amarna Çağı olarak bilinir.
Bir tarftan Amarna
Mektupları(Mısır’daki tel el Amarna arşivleri) diğer tarftan Boğazköy vesikaları bu devrin önemli
vesikalarıdır.
Amarna Çağı’nda
Mısır tahtında III.Amenofis
Hitit tahtında I.Şuppiluliuma
Mitanni tahtında Tuşratta
Babil tahtında Karahardaş
Asur tahtında ise Asur-Uballit
vardı.
Bu devirde Şuppiluliuma,
Mitanni’nin başkenti Vaşşukani’yi kuşatmış ve böylece Mitanni
Devleti ortadan kalkmıştır. Mitanni Devleti’nin yıkılmasıyla Tuşratta zamanına kadar Mitanni Devleti’ne bağlı vasal bir
krallık olan Asur, artık iyice güçlenmişti.
Şuppiluliuma bu
tehlikeyi görmüş, Vaşşukani’nin
düşmesinden sonra Babil’e kaçmış
olan Tuşratta’nın oğlu Mattivaza’yı kızıyla evlendirerek, Mitanni Krallığı’nı kendisine bağlı
tampon bir devlet halinde yeniden teşkil ettirmişti.
Orta Asur Kralları ancak Asur-Uballit(M.Ö. 1365-1330) ile I.Tiglat-pileser(M.Ö. 1114-1074) arasındaki zaman diliminde etkili
olabilmişlerdir.
Mitanni’nin
zayıflamaya başladığı dönemde, Asur kentini yeniden bölgesel bir krallık haline
dönüştürmeye çalışan bir kral, Asur-Uballit’tir. Adı geçen kral, Asur kenti çevresinde
denetimi sağladıktan sonra doğuda bir zamanlar Mitanni’ye bağlı olan Nuzi
ve Arappa gibi kentleri alarak
Zağroslara, kuzeyde de Toroslara kadar uzanan bölgeyi egemenliği altına almayı başarmıştır.
Orta Asur Krallığı, I.Adad-Nirari’den(M.Ö.
1310-1275) itibaren hem Kuzey Suriye hem de Güney Mezopotamya içlerine doğru
genişleyerek bölgenin en güçlü devleti olmuştur.
Yerine geçen oğul I.Salmanassar(M.Ö.1274-1245)
iyice zayıflamış olan Hurri-Mitanni
Devleti’ni yenerek kendisine bağlı bir devlet haline getirmiştir. Salmanassar’dan sonra Asur kralı olan I.Tukulti-Ninurta(M.Ö. 1244-1208)
zamanında kuzeyde Nairi, güneyde de
Babil baskı altında tutulmuştur. Nitekim Tukulti-Ninurta
Babil Kralı II.Kaştilaş’ı(M.Ö.
1242-1235) yenmiş ve onun yerine kente bir Asurlu yönetici tayin etmiştir.
I.Tukulti-Ninurta’nın
iktidarının sonlarına doğru Ön Asya büyük bir göç hareketine sahne olmuştur.
M.Ö. 13.yüzyılın sonları ile 12.yüzyılın başları arasındaki bu harekete Ege Göçleri ya da Deniz Kavimleri Göçü adı verilmektedir. Bu göçlerin sonunda, Hitit,
Kaslar Sülalesi ve Hurri-Mitanni Devleti
tarih sahnesinden silinmişlerdir.
Bulunduğu coğrafi mevkiinin uzaklığı nedeniyle bu göç
hareketinden etkilenmeyen Asur ise yeni bir tehlike ile karşılaşmıştır. Bu
tehlike Arami Göçleri idi.
Bu sırada Asur tahtına I.Tilgat-pileser(M.Ö.
1114-1074) gibi enerjik bir kralın geçmesi, Mezopotamya siyasi durumunu Asur
lehine döndürmüş se de bu durum geçici olmuştur.
I.Tilgat-pileser’in
ölümü ile Asur Devleti tekrardan çöküşe geçmiştir. Bu çöküşte Arami Göçleri’nin etkisi büyüktür.
Ayrıca Güney Mezopotamya’daki iktisadi kaynakların Elam’ın eline geçmesi de başka bir önemli nedendir.
Hiç yorum yok