Yeni

Katip Çelebi




Kâtip Çelebi(1609-1657)

Asıl adı Mustafa olan Kâtip Çelebi, 1609 İstanbul doğumludur. Doğu ve Batı kitaplarında kendisine Hacı Kalfa, Hacı Halife de denilmektedir. On yedi yaşındayken divan kalemlerinden birine girdi. Bir yıl sonra silâhtar olan babası ile birlikte Tercan(1624) ve Bağdat(1625) seferlerine katıldı. Bu seferlerden döndükten sonra, babasının Musul’da ölmesi üzerine İstanbul’a geldi(1628-1629). Ünlü bilginlerin derslerine girmeye başladı. Daha sonra da ordunun güney seferlerine katılarak Bağdat(1631), Halep, Hicaz(1634) ve Revan’a(1635) gitti; gezdiği yerlerde bilgi ve görgüsünü arttırdı.

Kâtip Çelebi’nin kendisini tamamen öğrenime ve araştırmaya verişi, 1638’de yakın akrabalarından birinin ölümü üzerine, ufak bir mirastan yararlanarak devlet hizmetinden ayrılışına rastlar. Bu tarihten sonra, dilediği kitapları edinme ve medrese öğreniminden de daha geniş ölçüde yararlanma imkânı buldu. 

17.yüzyılın Osmanlı İmparatorluğu koşulları içinde pozitif bilimin ilk verilerini getiren Kâtip Çelebi, Doğu dillerinin(Arapça ve Farsça) yanı sıra, Fransızca ve Latince de öğrenerek Batıdaki bilimsel gelişmeleri izleme olanağı kazandı. Buna karşılık Japonya’dan Irak ve Erzurum sınırına kadar uzanan ülkelerin tarih ve coğrafyasını anlatan “Cihan-nüma” adlı kitabı da Batı bilginlerine kaynaklık etti. Bir sonraki yüzyılda ünlü Fransız haritacısı D’Anville, Batı Asya haritalarını düzenlerken, Osmanlı İmparatorluğu bölümlerinde Kâtip Çelebi’nin Cihan-nüma’da ileri sürdüğü görüş ve bilgileri esas aldı.

Cihan-nüma isimli eserin önemli bölümlerinin Almanca, Fransızca ve Latinceye çevrilerek Batı ülkelerinde yayınlanmış olması da, Kâtip Çelebi’nin bilim alanındaki etkinliğini gösterir. Bu özelliğiyle, kendisini Türk Rönesansı’nın ilk habercisi olarak değerlendirmek gelenek haline gelmiştir.

Yaşadığı çağın bilim anlayışının dar sınırlarında kalmayarak, dünyanın yuvarlak olduğuna dair kanıtlar arayan ve Batıdaki astronomi araştırmaları üzerine yazılan eserleri çeviren Kâtip Çelebi, döneminin koşullarını aşan bir bilim dünyasının ilk yaratıcılarından biri olarak kabul edilir.

Yapıtlarından Cihan-nüma(1648), İbrahim Müteferrika tarafından 1733’te bazı eklemelerle yayımlanmıştır. 1818’de Latinceye, 1821’de Fransızca ve Almancaya çevrilmiştir.

“Fezleke” isimli eseri 1592-1654 yılları arasındaki Osmanlı tarihini anlatır.

“Tuhfet-ül Kibar fî Esfar-il-Bihâr” adlı eseri 1645-1656 yılları arasındaki deniz savaşlarını anlatır. Ayrıca ırmak ve denizlerin coğrafi durumlarını inceler. Eser İngilizce ve Fransızcaya çevrilmiştir.


“Keşf-üz-Zünûn” 15 bine yakın kitabın konuları ve yazarları üzerine bilgi veren bibliyografya sözlüğü olup, yirmi yılda tamamlanmıştır. Latinceye, Fransızcaya çevrilmiş ve Milli Eğitim Bakanlığı’nca yayımlanmıştır(1941-1943).

Hiç yorum yok