Yeni

Eski Babil Devleti


  Resim: Hammurabi kanunları

Eskiçağ’da Babil

Babil kenti Eskiçağ’da “Babilonya” ismi ile anılmıştır. Şehrin varlığı M.Ö. 3. Binyıla kadar geriye gitmektedir. Fakat bu kent sözü edilen devirde siyasi açıdan nispeten önemsizdi. Ayrıca kente verilen “Babil” ismi Sümerce olmadığı gibi Akadça da değildi. Büyük bir ihtimalle bu isim sümerlerden önce Mezopotamya’da oturan Protofıratlılar’ın kullandığı bir isimdi.

Akad dilinde “Bab-İlim” denilen ve “Tanrı’nın Kapısı” anlamına gelen Babil’in, Sümer dilindeki karşılığı ise “Kadingirra” idi.

M.Ö. 3. Yüzyılda Babil’de yaşayan rahip Berossos tarafından Selevkoslar kralı I. Antiokhos’un ricası üzerine yazılan “Babyloniaca” isimli üç ciltlik tarih kitabı da oldukça önemli bilgiler içermektedir.

Eski Babil Devleti

İsin-Larsa Devrinde M.Ö. 1850’lerde Mezopotamya’da kurulan bu devlet, M.Ö. 1550’lerde Hititler tarafından yıkılıncaya kadar yaklaşık 300 sene tarih sahnesinde kalmıştır. Bu üç asır içerisinde 11 kral tahta çıkmıştır.

Tahta Geçiş Sırasına Göre Krallar:

1-)Sumu-abum (M.Ö.1850)
2-)Sumu-la-el
3-)Sabium
4-)Apil-sin
5-)Sin-Muballit
6-)Hammurabi (M.Ö. 1728-1686)
7-)Şamşu-İluna (M.Ö. 1686-1648)
8-)Abi-eşuh (M.Ö. 1648-1620)
9-)Ammi-Ditana (M.Ö. 1620-1584)
10-)Ammi-Saduqa (M.Ö. 1584-1563)
11-)Şamşu-Ditana (M.Ö. 1563-1537)

Babil’in A Kral Listesi yukarıda adları geçen 11 krala toplam 298 senelik iktidar süresi tanır. Eski Babil Devleti’ni kuranlar, Amurru göçlerinden 100 sene sonra Babil şehrinde siyasi iktidarı ele geçirmişlerdir. Babil’in varlığı Akad’lar çağından(M.Ö. 2350-2150) beri biliniyordu. Fakat bu şehir I. Babil Sülalesi’ne kadar küçük ve önemsiz bir kasaba görünümündeydi.

Hammurabi’den önce iktidara gelen Babil krallarının icraatlarını sadece vesikalar üzerindeki sene isimlerinden öğreniyoruz. Örneğin; Sumu-abum’a ait sene isimlerinden, bu kralın Dilbat, Kiş ve Kazallu şehirlerini ilhak ettiği anlaşılıyor. Demek oluyor ki devletin kuruluş aşamasında(Subu-abum zamanı) Sümer ve Amurru kavimleri Babil kentinde bir arada oturuyorlardı. Ancak daha sonra Sumu-abum, iki halk arasında çıkan iktidar kavgası yüzünden tahttan indirilerek Der şehrine sürülmüştü. Babil’in B Kral Listesi, Sumu-abum’a 15 yıllık bir iktidar süresi tanır.

Babil’in B Kral Listesi’nde Babil’in ikinci kralı olarak Sumu-la-el’in adı geçer. Ancak Sumu-la-el, Sumu-abum’un oğlu değildi. Zira gerek Hammurabi, gerekse “Ammî-Saduqa” sülale atası olarak Sumu-la-el’i zikrederler. Öyle sanıyoruz ki, Sumu-la-el, bir hükümet darbesi yaparak iktidarı ele geçirmişti. Sumu-la-el’in 36 yıllık iktidarının önemli bir kısmı Kiş Krallığı’na karşı verilen savaşlarla geçmişti. Onun zamanında gerçekleştirilen fetihlerle Babil Devleti’nin sınırları epeyce genişlemişti.
Sumu-la-el’den sonra başa geçen oğlu “Sabium” da babası gibi sosyal işlerle uğraşmıştır.

Eski Babil Devleti’nin dördüncü kralı Apil-sin’e ait sene isimlerinin hemen hepsi, kralın memleket içinde yaptığı imar faaliyetleri ile ilgilidir. Bu kralın 18 senelik idaresi boyunca barışçıl bir dış politika izlediği anlaşılıyor.

Apil-Sin zamanında Larsa kralı Warad-Sin ölmüş ve yerine Elam kralı Kudur-Mabuk’un küçük oğlu Rim-Sin geçmişti. 60 yıllık saltanat sürecek olan Rim-Sin, Larsa tahtına çıktığında İsin Krallığı ile mücadeleyi sürdürmüş ve 30 yıllık bir mücadeleden sonra İsin Krallığı’nı mağlup etmeyi başararak güney Mezopotamya’nın tek hâkimi olmuştu. Ancak bu sefer de karşısına amansız bir rakip olan Hammurabi çıkmıştı. Babil-Larsa savaşları, daha Hammurabi’nin babası Sin-Muballit zamanında başlamıştı.

Rim-Sin’e karşı Uruk şehri ile Babil arasında bir anlaşma imzalanmış olsa da bu ittifak da Rim-Sin’in Uruk şehrini zapt etmesine mani olamamıştır. Ardından Rim-Sin, iktidarının 30. Senesinde, Damiq-iluşu’nun idaresindeki İsin’i zapt etmişti.

Eski Babil Devleti’nin 6. Kralı Hammurabi tahta çıktığı zaman (M.Ö. 1728), Basra Körfezi’nden Babil’in doğusundaki Nippur’a kadar uzanan topraklar, Rim-Sin’in başında bulunduğu Larsa Krallığı’nın hâkimiyeti altında görünüyordu. Fakat aslında bütün bu topraklar Rim-Sin’in babası olan Elam Kralı’nın kontrolünde idi. Kuzey Mezopotamya’da ise merkezi Asur şehri olan Eski Asur Devleti egemendi ve başında I. Şamşi-Adad bulunuyordu.

Hammurabi’nin ilk yıllarında ekonomik açıdan önemli olan bütün yerler kapılmış idi. Fırat Kervan Yolu’na Asur kralı I. Şamşi-Adad, Basra Körfezi ticaretine de Larsa kralı Rim-Sin hâkimdiler. “Martular’ın Atası” unvanı ile yaşayan Hammurabi o kadar büyük bir hükümdardı ki Tevrat’ta dahi ismi anılmaktadır. Tevrat’ta adı geçen “Amrafel” adlı şahsın Hammurabi olduğu kabul edilmektedir. Hammurabi 43 yıl iktidarda kalmıştır. Bu sürenin ilk 29 senesini şehrinin sosyal bünyesini düzeltmek için harcamıştır. Bunun sebebi o dönemde çok kuvvetli olan I. Şamşi-Adad ve Rim-Sin’in Mezopotamya’daki hâkimiyetleri olabilir. Ancak bazı vesikalar incelendiğinde Asur Kralı Şamşi-Adad ile Hammurabi arasındaki ilişkinin de son derece iyi olduğu anlaşılmaktadır. Şamşi-Adad’ın, Babil’e karşı duyduğu sempatinin nedeni, Babil kralının vaktiyle Şamşi-Adad’a yaptığı yardım olmalıdır.

Hammurabi’nin tarih listesinde, 10.senesinde Malgu’yu, 11.senesinde de Rapikum şehrini zaptettiği bildirilir. Hammurabi’nin askeri icraatları hem kendi tarih listelerinde hem de Mari mektuplarından takip edilebilir. Bu vesikalardan anlaşıldığına göre, Hammurabi’nin askeri harekâta başladığı sırada Eşnunna Krallığı, Babil’in doğu hududu olan Mankişum’a kadar yayılmıştı. Babil’in güneyindeki topraklara ise Larsa Krallığı’nın kralı Rim-Sin hâkimdi. Bu arada orta Fırat’taki Mari kenti de Şamşi-Adad’ın oğlu Yasmah-Adad’ı kovmuş ve Mari’deki Asur hâkimiyetine son vermişti. Kuzeydeki Asur şehrinde ise Şamşi-Adad’ın büyük oğlu İşme-Dagan hüküm sürüyordu.

Bu sırada Zimri-Lim ise hadiseleri dikkatle takip etmekteydi. Sonuçta, Zimri-Lim kayınpederi Yamhad kralı Yarim-Lim’den aldığı kuvvetlerle Mari’ye gelmiş ve belki de hiçbir mukavemet ile karşılaşmadan Mari kentini ele geçirmişti. Ayrıca Zimri-Lim, Terqa, Hana, Aşnakkum, İdamara ve Hurra (Hurri) memleketlerine de hâkim olmuştu.

Bu sırada Mari ile Eşnunna şehirlerinin de arası açılmıştı. Mari kralı Zimri-Lim, Hammurabi’den yardım istemişti. Hammurabi de bu talebi olumlu karşılamıştır. Bu suretle bir Babil-Mari ittifakından söz edilebilir. Karşı grupta ise Elam-Eşnunna-Larsa krallıkları ittifak kurmuştur. Böylece Hammurabi’nin 29.senesinde Önasya şehir devletlerinin iki karşıt blok oluşturduklarını görüyoruz.

                                Batı Bloğu                                                  Doğu Bloğu
                               Eski Babil Devleti                                       Elam Devleti
                               Mari Devleti                                               Larsa Krallığı
                               Yamhad(Halep) Devleti                            Eşnunna Krallığı
                                                                                                    Asur Devleti


Hammurabi’ye karşı oluşturulan bu koalisyona, babası Şamşi-Adad’ın ölümünden sonra Asur tahtına oturan büyük oğlu İşme-Dagan’ın da girmesinin sebebi, kardeşi Yasmah-Adad’ı Mari tahtından kovan Zimri-Lim’in, Babil’in dostu olması idi. Mari ile Eşnunna krallıklarının arası ise Aşnakum şehri yüzünden bozulmuştu.

Hammurabi’nin tarih listesinde 29.senesinde yazılanlara göre Elam orduları püskürtülmüş, sonra da Asur, Gutium ve Malgu yenilgiye uğratılmıştır. 30.senesinde ise İamutbal memleketi mağlup edilmiştir. Daha sonra ise bilinmeyen bir sebeple Mari ile Eşnunna şehirleri yakınlaşmıştır. Zimri-lim herhalde zaferden aldığı payla tatmin olmamış olacak ki, Babil kralı aleyhine Eşnunna ile gizli bir anlaşma yapmaya teşebbüs etmişti. Bunun üzerinedir ki Hammurabi evvela 32.idare yılında Mari’yi zaptetmiş ve onu vergiye bağlayarak tâbi bir krallık haline getirmişti. Fakat 3 sene sonra Zimri-Lim vergisini göndermemek suretiyle isyan edince bu defa Mari’yi tahrip etmiş, bu memleketi tamamen ilhak etmiştir.  Böylece Hammurabi, Mari krallığına son vermekle devletin batı sınırını orta Fırat bölgesine kadar genişletmiş oluyordu. Diğer taraftan Hammurabi, Larsa Krallığı’nı da ortadan kaldırmak suretiyle körfez ticaretini de ele geçirmişti.

Hammurabi’nin idaresinden sonra Sümer medeniyeti tamamen unutulmuş ve ortadan kalkmıştır. Sümer medeniyeti yerine mensubu olduğu Sami Amurruluğu koyabilmiştir. Ayrıca, Akadça’yı resmi dil haline getirerek edebiyat ve din dili olarak kullanılan Sümerce’yi de Hammurabi tamamen rafa kaldrımıştı. Amurruların milli tanrısı Marduk da Sümer tanrılarının arasına kaynaştırmaya çalışılmış böylece din birliği sağlanarak milli birliğin temelleri atılmıştır.

Fakat Hammurabi’nin asıl büyüklüğü onun çıkardığı kanunlarda görülür. Muhtemelen bir ilim heyetine hazırlattırılan ve 282 maddeden oluşan “Hammurabi Kanunları”, Akadça olarak kaleme alınmıştır. Kanun maddelerinin önemli bir kısmı Sümer kanunlarından esinlenerek meydana getirilmiştir. Bu kanunların içeriği kısasa kısas prensibine dayanmaktadır. Ayrıca “borç yüzünden köleliğin kaldırılması”, dünya tarihinde ilk defa olarak kadınlara da boşanma hakkı tanınması gibi önemli reformlar yapmıştır. Hatta işçilere ayda 3 gün dinlenme hakkı tanımış, işçi haklarıyla uğraşmıştır.


Hammurabi’nin Halefleri

Kısa kronolojiye göre Hammurabi M.Ö. 1686 yılında öldü ve yerine oğlu Şamşu-İluna geçti. Toplam 38 yıl saltanat süren Şamşu-İluna’nın ilk yılları memleketin iç işleriyle uğraşmakla geçmiştir. Tarih listesinde 9.senesinde “Kralın Kaşşuları yendiği sene” ismi verilmiştir. Bu tarih(M.Ö. 1677), ileride Babil’de en uzun ömürlü sülaleyi kuracak olan Kaslar’ın Mezopotamya’ya girdiklerinin bir işareti olarak kabul edilebilir. Bu devirde Asur hala Babil egemenliği altındaydı. Diğer taraftan, Şamşu-iluna’nın memleketin kuzey hudutlarında meşgul olmasından yararlanan bazı Martu kabileleri de Basra körfezinin bataklık bölgesine gelip yerleşmeye başlamışlardı.Zira, bu kavimden İlumen isimli bir şahıs adına yazılmış vesikalar Nippur’da bulunmuştur. İlumen, kral listelerinde Deniz-Eli Sülalesi olarak gösterilen II.Babil Sülalesi’nin kurucusu İluma-İlum olarak kabul edilmektedir.

Bu suretle Şamşu-İluna, Kaslar’ı Babil’e sokmamakla beraber, güneyde yeni bir sülalenin kurulmasını önleyememiş ve idaresinin sonlarına doğru toprak kayıpları olmuştur. Öte yandan Hammurabi’nin en büyük düşmanı olan Larsa kralı Rim-Sin hala sağ gibi görünüyor. Zira Rim-Sin’in İamutbal’da isyan ettiğine ilişkin bir tarih kaydı vardır.Bu arada Eşnunna bölgesi de ayaklanmıştı. Fakat Şamşu-İluna burayı tekrardan zapt etmiş ve burada DUR-Şamşu-İluna kalesini inşa ettirerek halkı yeniden iskân ettirmiştir.

Bu devirde ilk defa harp esirlerinin azad edilmesi, vergi indirimi ve halkın huzuru ile ilgili fermanlar vardır. Yani artık krallar tanrılar için değil, halk için çalışıyorlardı. Bu devirde Elam kralı I. Kudur-Nahhunte de Elam krallığının 30 yıl önce kaybettiği Basra Körfezi ve Güney Mezopotamya üzerindeki egemenliğini tekrar elde etmeye çalışıyordu.

Şamşu-İluna’nın 38 yıllık iktidarından sonra yerine oğlu Abi-eşuh geçmiştir. 28 yıl hüküm süren Abi-eşuh da II. Babil Sülalesi’ni kuran İluma-İlum ile savaşmıştır. Abi-eşuh’un son senesinde Deniz-eli sülalesinin başına İlumen’in oğlu Damiq-iluşu geçmişti. Bu dönemde Babil, Asur üzerindeki egemenliğini kaybetmiş, Asur’da Adasi yeni bir sülale kurmuştur. Abi-eşuh zamanında, Kaşşular(Kaslar) ile Deniz-eli sülalesi kralının yaptığı akınlarla devletin sarsıldığı anlaşılmaktadır.
Abi-eşuh’a Ammi-Ditana halef olmuştur. Bu kral 36 sene hüküm sürmüştür(M.Ö. 1620-1584). Onun zamanında Deniz-eli kralları isin şehrini aldıktan başka, Nippur’u da zaptetmeyi denemişti. Ancak Ammi-Ditana bu memleketleri kurtarmıştır. Eski Babil Sülalesi içinde Hammurabi’den sonraki en büyük şahsiyet Ammi-Ditana’nın oğlu Ammi-Saduqa’dır. Babil’in B Kral Listesi’ne göre Ammi-Saduqa 21 sene tahtta kalmıştır(M.Ö. 1584-1563).

Bu kralın ilk yıllarında çıkarmış olduğu ferman çok önemli bir vesikadır. Bu fermanda Akadlı-Amurrulu ayrılığının sonucu olarak iki kavmin eşit tutulması 4.madde ile resmileştirilmiştir. Ammi-Saduqa fermanında, bir taraftan Babil şehrindeki zengin tüccarların nasıl vergi kaçırdıklarını gözler önüne sererken, diğer taraftan ezilen halk tebaası için sosyal adaleti sağlamaya çalışıyordu. Bu fermanda birçok kişinin vergi borcu silinmiş, para için hürriyetini rehin eden kimselere hürriyetleri geri verilmiştir.

Ammi-Saduqa’dan sonra yerine oğlu Şamşu-Ditana geçmiş ve 26 yıl hüküm sürmüştür. M.Ö. 1563-1537) yılları arasında hükmeden Şamşu-Ditana, Eski Babil Devleti’nin son kralıdır. Bu dönemde memleket karışıklık içerisindedir. Anadolu’da Hitit Devleti kurulmuştu. Orta Fırat bölgesinde Şamşu-İluna zamanında Babil’e girmek isteyip de giremeyen ve batıya doğru ilerleyerek Hana’ya yerleşen Hana Kasları oturuyorlardı. Körfez bölgesi ise, II.Babil Sülalesi(Deniz-eli) krallarının kontrolünde idi. Anadolu’da I.Hattuşili’den sonra Hitit tahtına çıkan I.Murşili M.Ö. 1550 yılında Halep isyanını bastırmak maksadıyla Suriye’ye inmiş, sonra Fırat Kervan Yolu’nu takip ederek önce Orta Fırat bölgesindeki Mari kentini zaptetmiş, ardından da Babil’e girerek şehri ele geçirmişti.


Hitit kralı I.Murşili’nin Babil’i zaptetmesinden sonra Babil sülalesi yaklaşık 13 yıl daha idare edecektir. Ancak bu idare sadece kağıt üstünde idi.

Hiç yorum yok