Türkiye’nin İlk Uçak Fabrikası
Türkiye’nin İlk Uçak Fabrikası
İlk uçak fabrikası Nuri Demirağ (d.1882) tarafından
kurulmuştur. Nuri Demirağ, ilk önce 1922’de “Türk Zaferi” isminde ilk Türk
sigara kağıdını üretmeye başladı. Satışların çok iyi gitmesinden sonra ithalat
ve ihracat yapmaya başladı. Ticaret yapmaya başladığı yıllarda Milli Mücadele
sırasında aynı zamanda Müdafai Hukuk Cemiyetinin Maçka mıntıkasını idare
ediyordu. Daha sonra demiryollarının millileştirilme döneminde Samsun-Erzurum
demiryolu hattının ihalesini aldı. Bu geniş çaplı iş için kardeşi Abdurrahman
Naci Bey’i de kendisine ortak etti. Samsun’dan başlayarak Fevzipaşa-Diyarbakır,
Afyon-Antalya, Sivas-Erzurum, Irmak-Filyos hatlarında 1012 kilometrelik
demiryolu yaptı. Bunu, Bursa’da Sümerbank’ın merinos, Karabük'te demir ve
çelik, İzmit'te selüloz, Sivas’ta çimento fabrikalarıyla, İstanbul'daki büyük
hal binasını ve Eceabad-Havza şosesi gibi büyük inşaat işlerine girişti. Soyadı
Kanunundan sonra 1934’de Nuri Bey “Demirağ” soyadını aldı.
1930’lu yıllarda dünyada ve Türkiye’de ekonomik sıkıntılar
vardı. O yıllarda ancak düzenlenen kampanyalarla ve her ilden toplanan
paralarla bir uçak alınıyor ve alınan uçağın kuyruğuna da o ilin ismi
yazılıyordu. Bazı zengin işadamları da uçak alarak devlete hibe ediyorlardı. O
zaman da uçağın kuyruğuna o işadamının ismi yazılıyordu. Bu kampanyalar
sürerken 1932’de Nuri Demirağ, hibe edeceğine uçak fabrikası kurmaya karar
vererek “Mademki bir millet teyyaresiz yaşayamaz, öyleyse bu yaşama vasıtasını
başkalarının lütfundan beklememeliyiz. Ben bu uçakların fabrikasını yapmaya
talibim” dedi. Mühendisler ve teknisyenlerle birlikte seyahatlere çıkıp
incelemeler yapmaya başladı. Almanya, Çekoslovakya ve İngiltere’deki uçak
fabrikalarını gezdi. Türkiye’ye döndü.
Nuri Demirağ, 1936 yılının ortalarına doğru uçak fabrikası için hazırlıklara başladı ve ilk etapta on senelik bir program yaptı. 17 Eylül 1936’da da fiilen teşebbüse geçti ve bir Çekoslovak firması ile anlaşarak Beşiktaş’ta Hayrettin İskelesi’nde, bugün Deniz Müzesi olarak kullanılan, o zamana göre modern bir bina yaptırdı. Beşiktaş Nuri Demirağ Uçak Atölyesi’ni kurdu. Büyük fabrika ise memleketi olan Sivas Divriği’nde kurulacaktı.
Türk Hava Kurumu 10 tane eğitim uçağı ve 65 tane de planör
siparişi verdi. Nuri Demirağ ve ekibi, siparişleri yapmak için çalışmalarını
sürdürürken, bir yandan da yepyeni bir model geliştirmişlerdi. 1943’de yapımı
tamamlanan modelin adı Nu.D.38 barışta yolcu uçağı, savaşta ise bir bombardıman
uçağı görevini görecek şekilde yapılandırılmıştı. Saatte 270 km hız yapabiliyor
ve 5.500 m yükseğe çıkabiliyordu.
Nuri Demirağ’ın Beşiktaş’taki fabrikada yapılan uçakları
başarılı uçuşlar gerçekleştirdiler. Bu durum, yurtdışında da büyük yankılar
uyandırdı. Özellikle Nu.D.38 dünya uçak sanayicilerinin dikkatini çekmişti.
Atölyede yapılan uçakların testleri için bir piste ihtiyaç
duyuluyordu. Bu yüzden Nuri Demirağ, Yeşilköy’de, şu anda Atatürk Hava Limanı
olarak kullanılan, Elmas Paşa Çiftliği’ni satın aldı. 1559 dönümlük geniş arazi
üzerinde, 1000x1300 metre ölçülerinde bir uçuk sahası yaptırdı. Araziye; pistin
yanı sıra, Nuri Demirağ Gök Okulu, uçak tamir atölyesi ve hangarlar da yapıldı.
Tesislerde havacılık üzerine eğitim verilmeye başlandı. 150
yataklı bir yurdu da bulunan Gök Okulu’na, üniversitede okuyan veya mezun olmuş
öğrenciler alındı. Okulda pilot ve teknisyenler yetiştirildi. Öğrencilerin her
türlü masrafını da Nuri Demirağ karşılıyordu.
Gök Okulu, kurulduğundan kısa bir süre sonra 9 pilotu mezun
etti (Galip Demirağ, Mehmet Kum, Osman Doğan, İbrahim Uras, Mustafa Turman,
Sabri Mağara, İhsan Anıl, Mustafa Engül, Hüseyin Danacı). Bu ilk 9 pilotu daha
sonra yüzlerce genç pilot izledi.
Türkiye’nin ilk uçak mühendislerinden Selahattin Alan, ilk “Türk
tipi” uçakların planını çizmiş ve yapımını sağlamıştı. Selahattin Alan yapılan
ilk uçağın deneme uçuşunu kendisi yapmak istemişti. Deneme uçuşu başarıyla
tamamlandı. Ancak Türk Hava Kurumu, alınacak uçakların ‘Tecrübe uçuşlarının’
Eskişehir’de yapılmasını istedi. Başmühendis Selahattin Alan, Eskişehir’deki
İnönü Kampı’nın açılışına uçağıyla bizzat kendisi katılmak istedi. Selahattin
Alan, iniş yaparken hendeğe düşerek hayatını kaybedince, Türk Hava Kurumu ‘Şartlara
uygun değil’ gerekçesiyle siparişlerini iptal etti. Nuri Demirağ ısrar etse de
kurum kararından dönmedi. Bunun üzerine Nuri Demirağ da kurumu mahkemeye verdi.
Ama yıllar süren mahkemeler Türk Hava Kurumu lehine sonuçlandı. Böylece Nuri
Demirağ fabrikayı kapatmak zorunda kaldı. Cumhurbaşkanı ve hükümet yetkililerini
ikna etmeye çalışsa da fabrikasını tekrar açtıramadı. Fabrikasının
kapatılmasının ardından Boğaz için Ahırkapı-Salacak arasında kurulmasını
planladığı asma köprüye, Boğaz’ın görüntüsünü bozar mazeretiyle karşı çıkıldı.
İstanbul’da yaptırmayı düşündüğü büyük bir hastanenin yapılmasına da izin
verilmedi.
Nuri Demirağ kendisine yapılanların haksızlık olduğuna
inanarak haklı davasını savunabilmek için politikaya atıldı. Böylelikle 1945
yılında Türkiye’nin ilk muhalefet partisi olan Milli Kalkınma Partisi’ni kurdu.
Verdiği davetlerde kuzu çevirip ikram ettiği için, politik çevreler ve basın
tarafından alaya alındı. Milli Kalkınma Partisi seçimlerde başarı gösteremeyince
1954’de Demokrat Parti’den adaylığını koydu ve Sivas bağımsız milletvekilliğine
seçildi.
Nuri Demirağ, 13 Kasım 1957’de şeker hastalığı sebebiyle
vefat etti.
Hiç yorum yok