Yeni

Hitit Devleti Duraklama ve Yıkılma Dönemi

   Kadeş antlaşması



Hitit Devleti Duraklama ve Dağılma Dönemi

II.Muvattali (M.Ö. 1290-1272)

Muvattali, babasının yerine kral olduktan sonra kardeşi Hattuşili’yi Yukarı ülkeye vali olarak atamıştır. Muvattali, kardeşine güvendiği için Yukarı ülkeye kral yapmış böylelikle Kaşkalarla ilgilenmesini istemiştir. Hattuşili, Kaşkaları sürekli olarak bastırmış, gözetim altında tutmuştur. Batı Anadolu’daki ülkelerle antlaşmalar yaparak onların kendi boyunduruğu altından çıkmasına izin vermemiştir.

Mısır’ın kuvvetlenmesi ile Hitit ülkesine saldırabileceğinden çekinen Muvattali, başkenti daha güneyde bulunan Tarhuntaşa’ya taşımıştır. Bunun nedeni; tüm tanrı heykellerinin Tarhuntaşa’da olmasıdır. Böylelikle, tanrılar Muvattali’ye savaşta yardım edebileceklerdir. Eski başkent Huttuşa’nın yönetimini de başyazman Mittannamuwa’ya bırakmıştır.

Kadeş Savaşı ile ilgili bilgilerimiz Mısır kaynaklıdır. Bunun nedeni, Tarhuntaşa kentinin henüz bulunamamasıdır. Kadeş Savaşı, Mısır kuvvetlerinin Kadeş’e ilerlemesiyle başlar. Mısır kuvvetleri Kadeş’e doğru ilerlerken Hititli casusları yakalıyorlar. Bunları konuşturup Hitit kuvvetlerinin Kadeş’te hazır bir şekilde Mısır ordusunu beklediğini öğreniyorlar. Mısır kuvvetleri de Kadeş yakınlarına geldiğinde iki devletin öncü kuvvetleri karşı karşıya geliyor. Hititler, Mısır öncülerini bozguna uğratıyor. Böylece Mısır askerleri geriye kaçıyor. Hitit ordusu ise onları takip ediyor. Öncelikle Mısır kuvvetleri Asi nehrini geçiyorlar. Arkalarından Hitit kuvvetleri de Asi nehrini geçtiğinde, Mısır kuvvetlerinin kendilerine tuzak hazırladığını fark ediyorlar. Mısır kuvvetleri, Asi nehrini geçen Hitit kuvvetlerine saldırarak onları püskürtüyor. Bu savaş ise Hitit aleyhine gelişiyor. Savaş 2 gün boyunca sürüyor ve bu ilk saldırılarda iki taraf da çok sayıda kayıp veriyor. Daha sonra savaş bir süre duruyor. Sonra tekrar iki ordu çarpışmaya başlıyor. Mısır kralı II.Ramses durumun kendi aleyhine geliştiğini görünce çekilme kararı veriyor. Mısır kuvvetleri çekilince savaşı Hititler kazanmış gibi görünüyor. Ancak Mısırlılar geri çekilirken Hitit kuvvetleri onları izlemiyor. Çünkü Hititlerin amacı Mısır’ı ele geçirmek değil sadece Kuzey Suriye’yi korumaktır. Sonuç itibariyle aslında iki taraf da çok sayıda kayıp vermesine rağmen bir kazanım elde edememiştir. İki taraf da tabletlerinde kendilerinin kazandığını iddia eder ancak sonuçta kazanan taraf yoktur. Savaş sonrasında ise Amurru kralı Benteşina, savaş sırasında Mısır tarafını tuttuğu için Amurru tahtından indirilmiştir.

III.Murşili

III. Murşilli, kardeşi Kurunta’yı Tarhuntaşa ülkesine vali yapıyor. Daha sonra Asur ülkesiyle de iyi ilişkiler kuruyor. Çünkü Asurlar gittikçe güçleniyor ve Hurri topraklarını alarak yavaş yavaş Anadolu’ya yaklaşıyor. Babasının döneminde Tarhuntaşa’ya taşınan başkent, Murşili döneminde tekrar Hattuşa’ya taşınmıştır. Murşili, amcası Hattuşili’nin elinden Nerik ve Hakmiş hariç bütün şehirleri aldı. En sonunda Nerik ve Hakmiş’i de elinden almak istediği için Hattuşili, efendisi İştar’ın yardımıyla tahtı ele geçirdi.

III.Hattuşili

III.Hattuşili, abisi Muvattali zamanında yukarı ülkenin valisi idi. Hatta Hantili zamanından beri Kaşkaların elinde bulunan kutsal kent Nerk’i tekrar ele geçirmiştir. Kaşkaları her savaşta yenmiş ve ülkeye zarar vermelerine fırsat vermemiştir. Daha sonra Muvattali ölmüş yerine oğlu III.Murşili tahta geçmiştir. Murşili, Hattuşili’nin elinde bulunan şehirleri almış ve kötü davranmıştır. Hattuşili de Murşili’nin canına kast ettiğini iddia ederek Murşili’yi tahttan indirmiştir.

Elimizde bulunan Hattuşili Müdafaanamesi adlı belgede Hattuşili, Murşili’den Urmiteşup diye bahsetmektedir. Bu Murşili’nin prenslik ismidir. Ona böyle hitap ederek Murşili’yi hiç tahta çıkmamış gibi davranmakta, aşağılamaktadır.

Hattuşili, abisi Muvattali, Kadeş’te savaşırken kendi adamlarıyla onun yanına gidip yardım ediyor. Savaş bittikten sonra geri dönerken Muvattali’ye ihanet edip Mısır tarafını tutan Amurru kralı Benteşina’yı da abisinin elinden alıp kendi yanında götürüyor. Hattuşili kendi kızını Benteşina’ya veriyor. Benteşina’nın kızını da kendi oğluna alıyor. Bunun nedeni kendisi tahta geçince Benteşina’yı da tekrar Amurru kralı yapacak olmasıdır. Hattuşili’nin ilk hanımının ismini bilmiyoruz. Hattuşili, Kadeş’ten dönerken Lavazantiya(Adana civarı) kentindeki rahibelerden Puduhepa ile evleniyor.

Batı Anadolu’da Tavagalava adına bir kişi Hitit kralına bağlılıklarını bildiriyor. Bu metinde “ Hitit kralı gelsin beni teslim alsın “ diyor. Ancak Hattuşili kendisi gitmiyor komutanlarını gönderiyor. Generallerini gönderince, Tavagalava saldırıyor ve bazı şehirleri yakıp yıkıyor. Hititler saldırıya geçince Tavagalava, Ahiyava ülkesine sığınıyor. Arkeologlar bu olayı anlatan bir tablet ele geçimişler. Bu tablete göre Tavagalava, büyük ihtimalle Mykenlidir. Bu tablette geçen isimler, genç devir Yunan kaynaklarında geçen isimlerle benzeşmektedir. Örneğin; Wiluşa=İlion, Apaşa=Efes, Milawanda=Milet, Alakşandu=Alaksandros gibi.

Bu sırada Asurlar gittikçe güçleniyorlar. Hanigalbat devleti, Asurlar tarafından işgale uğruyor. Böylece Hanigalbat devletinin ortadan kaldırılmasıyla Asurlar ile Hititler komşu devlet konumuna geliyorlar. Hattuşili, Asur tehlikesinin büyüdüğünü görünce Mısır ile anlaşma yapıp iki ateş arasında kalmaktan kurtulmak istedi. Karşılıklı görüşmeler sonucunda tarihteki ilk yazılı antlaşma olan Kadeş Antlaşması 1270 tarihi civarında imzalanmıştır. Antlaşmaya göre iki taraf birbirine saldırmayacak ve başka devletlerin saldırılarına karşı iki devlet de birbirine yardım edecekti.

Bu antlaşmayı daha da pekiştirmek için Hattuşili kızını II.Ramses’e gelin olarak veriyor. Daha sonra ise Hattuşili tanrı oluyor. Yerine Kurunta geçiyor. Hattuşili’nin oğlu IV. Tuthaliya çok küçük olduğu için bu durumdan faydalanıp başa geçen Kurunta’nın egemenliği çok kısa sürmüştür. Puduhepa, devletin ileri gelenlerini kendi yanına çekerek Kurunta’yı tahttan indirmiş yerine oğlu IV. Tuthaliya’yı geçirmiştir. Ancak Kurunta’yı da öldürmüyorlar. Tarhuntaşa krallığını Kurunta’ya geri vererek sınırlarını genişletiyorlar.

IV. Tuthaliya

İlk başa geçtiğinde küçük yaşta olduğu için devleti annesi Puduhepa yönetmiştir. Tuthaliya, Asurlarla iyi ilişkiler kurmak istemişse de Asurlular kabul etmemiş ve saldırıya geçmişlerdir. Kargamış kuvvetleri karşı koymaya çalışmışsa da başarılı olamamışlardır. Asurlular bu saldırılar sonucunda 28 bin kişiyi namra olarak almışlardır. Bu savaş tarih kitaplarına Nihriya Savaşı olarak geçmiştir. Bu sırada ülkede kıtlık baş göstermiştir. Mısır firavunu Merneptah, Hititlere gemilerle tahıl yardımı yapmıştır.

Tuthaliya, Lukka ülkesine(Likya=Antalya civarı) sefer düzenlemiştir. Bu sefer sonucunda ganimet ve namraları alınıp geri dönülmüştür.

Lukka ülkesine düzenlenen seferden sonra Tuthaliya ölüyor yerine oğlu III.Arnuvanda geçiyor.

III.Arnuvanda

Bu dönemde Batı Anadolu’da durum Hitit devleti aleyhine gelişmeye başladı. Hattuşa’dan kopan Zippasla devletinin kralı Madduvatta’ya yöneltilen yazılı belgeden de Hitit kralının küçük bir kral karşısında ne denli zorluklar çektiği açıkça görülüyor.

Sözü geçen yakınma belgesi niteliği taşıyan tabletten, Anadolu’daki daha birçok feodal beyin Hattuşa’ya başkaldırdığı anlaşılmaktadır. III. Arnuvanda ve kardeşi son Hitit hükümdarı II.Şuppiluliuma dönemlerinde asıl tehlike batı Anadolu’dan geliyor ve bir çığ gibi gittikçe büyüyordu.

Arnuvanda öldükten sonra yerine geçen kardeşi II. Şuppiluliuma Lukka’ya karşı sefer düzenledi. Bu sırada Troya kenti, bakanlardan gelen bazı grupların saldırıları ile düşüyor. Böylece Anadolu’nun kapıları balkanlardan gelen bu gruplara açılmış oluyor. Mısır kralı III.Ramses bu olayı şöyle anlatmaktadır: “Birden bire devletler yıkılıp dağıldı. Hiçbir ülke onların silahları karşısında dayanamadı. Hatti, Kizzuwatna, Kargamış, Arzava, Alaşiya…. Bir tek ben güçlükle direnebildim. “
İlk önce Alaşiya(Kıbrıs) sonra Kizzuwatna ve sırayla diğer krallıklar düştü. Şuppiluliuma, düşmanlarla savaşırken içeriden Kaşkalar,Tarhuntaşalılar ve Miralılar ayaklanma çıkartıp Hititler’i parçaladılar.

Böylece Hitit Devleti M.Ö. 1180 tarihinde ortadan kalkıyor. Önce Hitit ülkesi ikiye ayrılıyor. Tarhuntaşa ve Kargamış olarak ikiye ayrılan ülkenin kralları kendilerine büyük kral ünvanı veriyorlar. Büyük kral ünvanını ilk alan ise Kargamış kralı Kuzi-Teşup’tur. Tarhuntaşa krallığının ömrü ise pek uzun sürmüyor. Frigya, Konya’dan Samsun’a kadar uzanan bölgeyi ele geçirip Tarhuntaşa Krallığı’nı M.Ö. 900lerde yok ediyor.


M.Ö. 1000 yıllarında Arabistan’dan Sami asıllı Aramiler geliyorlar. Bunlar, Luvilerle kaynaştı. Bu kaynaşma sonucu oluşan kitle küçük krallıklar haline Hitit kültürünü yaşatmışlardır. M.Ö. 1000 yıllarında Filistin’de yaşayan ve Het oğulları diye bahsedilen kabile bunlardır. Anadolu’da yaşayan Hititler ile uzaktan akrabadırlar. Bir bakıma Hititlerin devamı niteliği taşırlar. Ancak aradan geçen yıllarda başka kavimlerle kaynaşmış ve kültürlerinin çoğunu unutmuşladır. 

Hiç yorum yok