Yeni

Hitit Devleti Tarihi-Büyük Krallık Dönemi


Büyük Krallık Dönemi(M.Ö.1460-1290)


II.Tuthaliya(M.Ö. 1460-1440)

Büyük imparatorluk dönemine ait ilk belgelerde karşımıza II. Tuthaliya ve eşi Nikalmati, Arnuwanda ve kraliçe Aşmunikal adları çıkar. Kral adlarının Hititçe olmasına karşılık, kraliçe adlarının Hurrice olması önemli bir noktadır. Bunun iki nedeni olabilir: Ya kız çocuklara Hurri adları verilmesinin moda olması; ya da kral sülalesinin Hurrilerle kaynaşmış olası olabilir.
Tuthaliya’dan çok sonra yaşamış olan Hitit kralı Muvattali yazdırdığı bir belgede “Tuthaliya, krallığın tahtına oturduğu zaman” ifadesi kullanılmıştır. Bütün krallar babalarının tahtına geçtiklerini söyledikleri halde Tuthaliya babasının değil de krallığın tahtına geçmiştir. Bu cümle bize Tuthaliya’nın tahtı zorla ele geçirmiş olabileceğini düşündürmektedir. Tuthaliya, Halpa (Halep) kralı ile bir anlaşma yapmıştır. Fakat Halep kralı sözünden dönerek Mitanni kralı ile anlaşma yapmıştı. Bu nedenle Tuthaliya, Halep ve Mitanni krallarını, ülkeleri ile birlikte yok etmiştir.

I.Arnuvanda(M.Ö. 1440-1420)

Yazılı tabletlerde II. Tuthaliya’dan sonra Arnuvanda’nın tahta çıktığı anlaşılmaktadır. Tavananna(kraliçe) ise Asmunikal olarak gösterilmektedir. Asmunikal ile Arnuvanda kardeştirler. Bu durum şöyle açıklanmaktadır: Tuthaliya kralken, kraliçe Nikalmati ölmüştür. Tuthaliya bir daha evlenmediği için tavananna koltuğuna kızı Asmunikal geçmiştir. Arnuvanda tahta geçtiğinde de Asmunikal tavanannalık makamını bırakmamıştır ve devleti kardeşi ile beraber yönetmiştir.

Arnuvanda döneminde Hititler için en büyük sorun Kaşkalar olmuştur. Bağımsız boylar halinde yaşayan Kaşkalar, Hitit kentlerine girerek yağmalamışlardır. Arnuvanda ile Asmunikal’in yazdırdığı metinde Nerik Fırtına Tanrısı’nın tapınağının bulunduğu Nerik’in Kaşkaların eline geçmesi yüzünden ibadetlerini yapamadıklarını anlatmışlardır. Elimize geçen toprak bağışı belgelerinde kral Arnuvanda ve kraliçe Aşmunikal’in yanında bir de tuhkanti unvanı taşıyan Tuthaliya adında üçüncü bir kişiye rastlanmaktadır. Bu genç Tuthaliya, II.Tuthaliya’nın oğlu Arnuvanda’nın oğludur.

I.Şuppiluliuma(M.Ö. 1380-1345)

I.Şuppiluliuma’dan önce başa II. Tuthaliya geçiyor. Bu kral hakkında fazla bir bilgimiz bulunmamaktadır. Krallık yaptığını II.Murşili’nin babasının başarıları için yazdırdığı belgelerden anlıyoruz. Bu belgede şöyle anlatılmaktadır: “Dedem hastaydı, seferlere çıkamıyordu. Bunun için sordu. Kaşka’ya karşı sefere kim gidecek? Babam cevap verdi ben gideceğim”.  Bu belgeden anlıyoruz ki kral Arnuvanda ile kraliçe Asmunikal’den sonra ufak kardeşleri tuhkanti Tuthaliya tahta geçmiştir. Ancak II. Tuthaliya çok hasta olduğu için seferlere Şuppiluliuma’yı göndermiştir. Şuppiluliuma özellikle Kaşkalarla yapılan savaşları başarı ile sürdürmüştür. 

II. Tuthaliya ölünce yerine genç Tuthaliya denilen bir prens geçmek istemiştir. Başlarda herkes onu tutmuş ancak Şuppiluliuma itiraz edip “taht hakkı benimdir” diyince bu sefer herkes Şuppiluliuma’yı tutmuştur. Şuppiluliuma’nın taht hakkı iddia etmesinin nedeni genç Tuthaliya’nın ikinci kadından doğmuş olması, kendisinin ise kraliçeden doğmuş olmasıdır. Dolayısıyla Telipinu fermanına dayanarak tahta kendisinin geçmesi gerektiğini söylemiştir. Devlet adamları ve askerler, Şuppiluliuma’nın tarafını tutunca Şuppiluliuma, genç Tuthaliya ve kardeşlerini öldürttü. Genç Tuthaliya’ya ait krallık mührünün bulunmamasından dolayı genç Tuthaliya’nın hiç tahta geçmediğini düşünmekteyiz. Şuppiluliuma’nın başa geçmesinde etkili olan özelliklerinden birisi de babası dönenimde ordunun başında seferlere çıkması yani askeri tecrübesinin yüksek olmasıdır. Askerler tarafından da benimsenmiştir. 

I. Şuppiluliuma’nın başa geçmesiyle büyük imparatorluk dönemi başlamış oldu. Şuppiluliuma başa geçtiğinde I. Hantili döneminden beri süren Kaşka sorunu yine ortaya çıkar. Şuppiluliuma, Kaşka sınırındaki yukarı ülke sınırını güçlendirir. Yukarı ülke, Kızılırmak’tan Sivas’a kadar olan bölgedir. Burayı, merkezden atanan prens olan bir vali yönetiyordu. Yukarı ülkenin görevi, iç bölgenin güvenliğini sağlamaktı. Yani Kaşkaları gözetim altında tutmak, onlardan gelebilecek saldırıları engellemektedir. Yukarı ülkenin şehirleri Maşat Höyük (Tapikka), kuzeyde Kummani(Tokat Gümenek Köyü), Nerik, Hakmiş(Amasya) idi. Yukarı ülkenin yönetim merkezi ise Hakmiş idi. Aşağı ülke Konya-Kayseri arasıdır. Bu ülkenin güneyinde Kizzuwatna vardır ve merkezi Tarhuntaşşa’dır. Tarhuntaşşa Konya’nın güneyindeki Hatip’tir.


Şuppiluliuma, Kaşkalarla mücadele etmek için yukarı ülkede birçok müstahkem kaleler yaptırıyor. Şuppiluliuma’nın asıl amacı kuzey Suriye’yi ele geçirmektir. Ancak burayı ele geçirmek için bu kuzey Suriye devletlerini koruyan Mitanni krallığını ortadan kaldırması gerekiyor. Bu bölgedeki halk Hurri-Amurru halkıdır. İlk önce İsuva ülkesini fethediyor. İsuva da bir Hurri devletidir. Ancak Şuppiluliuma, İsuva’yı fethederek nereden saldıracağını belli ediyor. Daha sonra aşağı ülke valisi olan yeğeni Hutubiyanza ile beraber Mitanni üzerine sefere çıkıyorlar. Ancak Mitanniler, Hattililerin geleceği yollardaki kuyuları zehirliyor, yolları bozuyorlar. Böylece, Mitanniler tek bir ok dahi atmadan zafer kazanıyorlar. Hattiler, geri dönerken bazı ağırlıkları atmak zorunda kalıyorlar. Bu silahları ve malzemeleri, Mitanni kralı Tuşratta, Mısır firavunu III.Amenofis’e gönderiyor. III. Amenofis’ten Tutankamon’un ölümüne kadar olan döneme el-Amarna dönemi denir. Bu firavunlar dönemine Tel-el-Amarna başkentlik yapmış ve bu şehirde çok sayıda tablet ele geçirilmiştir. Kuruştama antlaşması Hititler ile Mısırlılar arasında bu dönemde yapılan ve Kuruştama halkının Hitit kralı tarafından, Mısır firavununun emrine verildiği bir anlaşmadır.



Kaşka Sorunu

Şuppiluliuma, güneydoğuda seferdeyken Kaşkalar yeniden saldırdı. Bu sefer kesin olarak Kaşka sorununu ortadan kaldırmak için kuzeye yöneldi. Şuppiluliuma, Kaşka sorununu çözümlemek için Hukkana isimli bir Azzili’yi Hayaşa krallığına getirdi. Hem de kızını verdi. Yani hem damadı hem Hayaşa kralı yaptı. Amaç Hayaşa bölgesinde siyasal bir güç oluşturmak suretiyle Kaşkaları doğudan sıkıştırmaktır.

Şuppiluliuma, daha sonra yeğeni Hutubiyanza’yı batıdaki Pala ve Tummana bölgesini fethetmeye gönderdi. Hutubiyanza buradaki halkı Hattuşa’ya getiriyor. Hutubiyanza buradaki halkı Hattuşa’ya getiriyor. Hutubiyanza ikinci seferinde Kalaşma’yı alıyor. Şuppiluliuma, Hutubiyanza’yı fethettiği ülkelere gönderip oraya vali diğer anlamda küçük kral yapıyor. Amaç, Kaşka ülkesini bu sefer batıdan sıkıştırmaktı. Yukarı ülkede tapınak kentleri vardı. Yukarı ülkenin kralı Zida’dır. 

Şuppiluliuma’nın abisi, Hutubiyanza’nın babasıdır. Böylece Kaşkalar üç taraftan sıkıştırıldı. Tam bu sırada Ugarit kralından bir mektup geldi. Mektupla, Şuppiluliuma’dan yardım istiyordu. Büyük olasılıkla ticaretten çıkan bir anlaşmazlık dolayısıyla yardım talep ediyor. Şuppiluliuma bu fırsatı kaçırmıyor ve başkenti Alalah olan Mukis’i ele geçiriyor. Ugarit kralıyla anlaşıp, diğer krallıkları yıkıyor. Kargamış, sekiz günlük kuşatmanın sonucunda ele geçiriliyor. Hititler, şehri yağmalıyor fakat insanları öldürmüyorlar. Çünkü bu insanları namra(köle) olarak Hattuşa’ya götürecekler. Kargamış kuşatması sırasında ise Mısır, Şuppiluliuma’ya bir heyet gönderiyor. Bu heyet Mısır kraliçesi bir mektup getiriyor. Bu mektupta şöyle diyor: “ Benim kocam firavun öldü. Sen oğullarından birini bana gönder, hem kocam hem firavun olsun”


Fakat Şuppiluliuma, kraliçeye güvenmiyor. Durumu araştırması için adamlar gönderiyor. Bu sırada Şuppiluliuma, Suriye’deki en önemli şehirler olan Halpa ve Kargamış’a kendi oğullarını kral olarak atıyor ve bunlarla anlaşma yapıyor. Hitit orduları, Şam dolaylarına kadar girip Mısır şehirlerini yağmalıyorlar. Ugarit, Mukis, Kargamış, Halpa, Niya, Nuhaşşe, Amurru ve Kadeş şehirleri Hititlerin egemeniğine geçiyor. Sonra, Mısır kraliçesi bir mektup daha gönderiyor. Mektupta sadece Şuppiluliuma’ya mektup yazdığını, kocası hayatta olsa böyle bir teklif sunmayacağını zor durumda olduğunu bildirip isteğini tekrarlıyor. Şuppiluliuma, bu ikinci mektupla beraber kraliçeye inanıyor ve oğullarından birini Mısır’a gönderiyor. Ancak prens yolda Mısırda iktidarı ele geçirmeye çalışan kişiler tarafından öldürülüyor. Şuppiluliuma, bu duruma çok kızıyor ve Mısır topraklarını yağmalamaları için askerlerini Mısır şehirlerine gönderiyor.

Bu sırada Mitanni tahtında ise karmaşa yaşanıyor. Mitanni kralı Tuşratna ölüyor. Devletin ileri gelenleri Tuşratna’nın oğlu Şattivaza yerine başka birini kral ilan ediyorlar. Bunu üzerine Şattivaza, Şuppiluliuma’ya gelerek ondan yardım istiyor. Hitit ordusu Mitanni’nin başkentine doğru sefere çıkıyorlar. Şuppiluliuma ve veliahtı II.Arnuvanda, İsuva-Ahşe üzerinden, Şattivaza, Kargamış kralı Şuppiluliuma’nın oğlu Şarri-Kuşuh ile Harran-İrrite üzerinden sefere çıkıyorlar. Böylece iki koldan Vaşukana’yı ele geçiriyorlar. Şuppiluliuma, Şattivaza’yı küçük kral olarak başa geçiriyor ve devletin ismini Hanigalbat olarak değiştiriyor. Başkent de Taidi oluyor. Kask devletinin prensesi Malginal, Şuppiluliuma ile evleniyor.

Bu sırada batı Anadolu’da bulunan Mira kralı Maşhuiluva, Şuppiluliuma’dan yardım istedi. Mira devleti Ahiyavalar tarafından sıkıştırıldığı için istenen bu yardıma Şuppiluliuma olumlu yanıt veriyor. Tam bu sırada Şuppiluliuma Filistin’den Hattuşa’ya getirilen tutsakların yaydığı vebadan öldü ve yerine en büyük oğlu II.Arnuvanda(M.Ö.1346-1345) geçti. Ancak o da birkaç ay sonra aynı hastalığa kurban gitti. Böylece başa Şuppiluliuma’nın en küçük oğlu II. Murşili geçti.

II.Murşili(M.Ö. 1315-1290)

Murşili başa geçtiğinde ilk olarak Arina şehri güneş tanrısının bayramını kutlamıştır. Murşili iktidarının ilk döneminde ülkede büyük bir veba salgını vardı. Babasının son zamanlarında yaşanan Ahiyava sorununu çözmek için batıya Arzava ülkesine sefer düzenlemiştir. Çünkü Murşili ilk başa geçtiğinde bağlı krallıklar onu çocuk görüp haraç vermediler. Ayrıca Mira beyi Maşhuiluva’yı tahtına geri oturtmak ve isyan eden krallıkları dize getirmek de bu seferin nedenlerindendir. Murşili’nin askerleri Miruvanda topraklarını yakıyorlar. Murşili üçüncü yılında Hattuşa’dan yola çıkıyor. Önce Şalvapa kentinde Kargamış kuvvetleriyle birleştiler. Daha sonra Maşhuiluva rehberliğinde Valma’ya gelen Hitit kuvvetleri, Arzava kuvvetlerini yendiler. Arzava kuvvetleri bu yenilgi üzerine geri çekildiler. Fakat Hititler peşlerini bırakmadı ve onları izleyip Arzava başkenti Apaşa(Efes)’ya kadar takip ettiler. Murşili, Efes’i ele geçiriyor ancak bu sırada kış mevsimi geldiği için Hitit kuvvetleri Aştarpa nehrine geri çekiliyorlar. Bahar gelince tekrar sefere devam ediyorlar.

Bu sırada Arzava kralı ölüyor. Oğlu Hapalazalauli ise dağa çekiliyor. Hitit kuvvetlerine karşı ani bir saldırı düzenleyip kaçmak için kendisine fırsat yaratıyor. Daha sonra ise Ahiyava kralına sığınıyor. Hititler, Hapalazalauli’yi ve Arzava kentindeki insanları namra olarak alıyorlar. Bu namralar Kuvi kökenli oldukları için Luvi hiyeroglif dilini konuşuyorlar. Bu namralar sayesinde Luvi Hiyeroglif sistemi Hititlere geçmiştir. Arzava krallığının düşmesiyle diğer krallıklar da bağlılıklarını bildiriyorlar. Arzava ülkesine herhangi bir kral atanmıyor.  Buradaki insanlar namra olarak Hatti ülkesine götürüldüğü için bu ülke ıssızlaşıyor.

5. ve 6. Yıllarda Kaşkalar üzerine seferler düzenleyen Murşili, 7. Yılda Azzi-Hayaşa ülkesiyle savaşıyor (Azzi-Hayaşa ülkesi ise Giresun-Ordu taraflarındadır). Bu isyanı bastıran Murşili 9. Yılda ise Suriye’de ayaklanan Nuhaşşe ve Kadeş şehirleri yağmalanıyor. Kargamış kralı Şarrikuşuh, Kummanni kentinin tanrıçası Hepat’ın bir bayramını kutlamak için Hatti kralı ile Kizzuwatna’da bulunduğu sırada hastalanıp ölüyor. Murşili, Kargamış krallığına Şarrikuşuh’un oğlunu atıyor. Halpa krallığına da Telipinu’nun oğlu Talmişarruima’yı geçiriyor. Onları babaları gibi küçük kral yapıyor. Bu sırada Amurru kralı öldü ve yerine geçen Duppi-Teşup ile de anlaşma imzalanıyor.

Kuzey Suriye’deki isyanlar yıldırma taktiği ile bastırılıyor. Bu taktik Nuhaşşe’ye giden Hatti askerlerinin ekinleri yakması ile gerçekleşiyor. Böylece Nuhaşşe kenti aç kalıyor. Kadeş kralının oğlu, Nuhaşşe ülkesine yapılanları görünce isyanı çıkartan babasını yani kralı öldürüp yerine kendi geçiyor. Tahta geçer geçmez Hitit ile anlaşma yapıyor. Böylece iki krallık da Hatti’ye geri bağlanmış oldu.

Bu sırada dağınık kabileler halinde ve göçebe yaşayan Kaşkalar ise beklenmedik bir şey yapıyorlar. Tibiya kralı Pihhuniya etrafında birleştiler. Pihhuniya bağımsız bir kral gibi davranınca Murşili, Kaşkalara karşı saldırıp onları yendi. Pihhuniya’yı ise tutsak aldı.

Murşili devleti başarılı bir şekilde yönetip yüceltmesine rağmen aile işlerinde çok bahtsızdı. Tavananna Malginal ile çatışma yaşayan Murşili bir metinde şöyle yakınıyor: “Abim kraldı, Tavananna’ya dokunmadı. Ben kral oldum ben de dokunmadım. Ama o rüşvet aldı ve karıma büyü yapıp onu öldürttü”. Metinlerden anladığımız kadarıyla Murşili’nin karısı Tavananna Malginal’in yaptırdığı büyü yüzünden hastalanıp ölüyor. Bunun üzerine Murşili, Malginal’i mahkemeye veriyor. Mahkeme Malginal’i tavanannalık makamından indiriyor. Daha sonra ise Murşili tanrı oluyor(Hititlerde tanrı olmak deyimi ölüm anlamına gelmektedir)


Büyük krallık döneminin on kralı olarak olabiliriz. Daha sonra başa geçen krallar döneminde devlet çöküşe geçecek ve kaçınılmaz son gelecektir. Hitit Devleti’nin Duraklama Dönemi ve Çöküşü başlıklı makalemizde bu konuyu ele alıyor olacağız.

Hiç yorum yok