Turgut Reis Kimdir?
Büyük Türk denizcisi. Trablusgarp fâtihi. Osmanlı Devletinin
Menteşe (Muğla) Sancağına bağlı Saravuloz köyünde, tahminen 1485 yılında doğdu.
Veli isminde bir çiftçinin oğludur. Gençliğinde cirit, güreş, ok atmada
gösterdiği ustalık ve cesaretiyle çevrede tanınıp Menteşe kıyılarından levent
toplayan Hızır Reisin (Barbaros Hayreddin Paşa) adamları tarafından seçilerek,
Cezayir leventleri arasına alındı. Pek çok muharebelerde cesaret ve silâhları
kullanmadaki maharetiyle büyük kahramanlıklar gösterip, Barbaros’un takdir ve
teveccühünü kazandı ve reis oldu.
Barbaros’un emrinde zaferden zafere koşan, devletine, dinine
hizmetten başka hiçbir şey düşünmeyen bu müstesna kahramanın, Preveze Zaferinin
kazanılmasında büyük hizmetleri görüldü. Muharebe sırasında harp hattının
gerisinde gönüllü ihtiyat filosuna kumanda etti. Harbin en şiddetli zamanında,
yerinde yaptığı çevirme ile Andrea Doria’nın bütün ümitlerini kırarak onu geri
çekilmeye mecbur etti. Geri çekilen düşmanı takipte de üstün gayret ve cesaret
göstererek pek çok gemiyi zapt etti.
Turgut Reis, 1540’ta Salih Reisle beraber Akdeniz’deki
korsan gemilerine karşı açtıkları mücadele günlerinde, Korsika’da gemisini
yağlarken ani bir baskın yapan Andrea Doria’nın oğlu Giovanni tarafından esir
edildi ve forsaya vuruldu. Üç yıla yakın eziyet ve sıkıntı içinde kürek çekti.
Daha sonra Cenova'ya götürülüp hapsedildi. Bunu haber alan Barbaros Hayreddin
Paşa, Cenova'yı kuşatarak şöyle haber gönderdi:“Eğer Turgut’umu sağ salim
teslim etmezseniz, Ceneviz dâhil bütün köylerinizi yıkar, taş taş üstünde
bırakmam!”
İnanan bir kuvvetin neler yapabileceğini daha önceki
tecrübeleriyle bilen Cenevizliler, derhal Turgut Reisi teslim ettiler. Turgut
Reisi büyük bir sevgiyle karşılayan Barbaros Hayreddin Paşa, dönüşte yedek
gemisini ona hediye etti. Zamanla filosunu büyüten Turgut Reis, Batı Akdeniz’de
kendini kabul ettirerek Cerbe Adasına yerleşti. Akdeniz’de düşmana aman
vermeyen gazâlarının sonucunda, Sultan Süleyman Han (1520-1566) tarafından
İstanbul’a dâvet edildi. Emrinde çalışan gözü pek, yiğit, kahraman silâh
arkadaşlarından Kılıç Ali, Gazi Mustafa, Hasan Reis, Kara Dayı, Kara Kadı gibi
kaptanlarla birlikte, sekiz gemiyle İstanbul’a gelip, Sultana bağlılıklarını
arz ettiler. Sultan Süleyman Han Turgut Reis'e iltifatlarda bulunup Karlıeli
Sancakbeyliğini, diğerlerine de yetmişer-seksener akçe ulufeyle, fener taşıma
hakkını verdi.
Turgut Reis, bundan sonra bir Osmanlı kaptanı olarak tekrar
denize açıldı. İspanyollar, Cerbe Adasında kendisini baskına uğrattılarsa da
bir dere yatağından, Fâtih’in İstanbul kuşatmasında donanmayı Haliç’e indirmesi
gibi, gemilerini denize aşırıp Haçlı donanmasının ardına düştü ve büyük bir
bozguna uğrattı. Malta Baskını, Manya Zaferi, Selanik limanı önündeki harple
kendisini dost ve düşmana iyice tanıttı.
1548-1550 yılları arasında iki yıl Kuzey Afrika sahillerinde,
Müslümanlara yardım etti. Düşmanlarına korku verdi. Sultan Süleyman Han, Kur’ân-ı
kerim ile bir kılıç gönderip Trablusgarp’ın fethini istedi. 15 Ağustos 1551?de,
Malta şövalyelerinin hâkimiyetinde bulunan Trablusgarp’ı fethi, 1552?de Andrea
Doria’ya karşı kazandığı Pestiye Zaferi, 1553'te Korsika Adasının merkezi
Bastia’yı zaptı başarılarından sonra, Trablusgarp Beylerbeyliğine getirildi. Bu
vazifedeyken, Kaptan-ı derya Piyale Paşa ile birlikte pek çok deniz seferine
katıldı. 1560’ta Andrea Doria’nın oğlu Giovanni’nin Cerbe saldırısında, Turgut
Reis'in Osmanlı donanmasının zafere ulaşmasında çok büyük gayreti görüldü.
1565?te Malta Kuşatmasına katıldı. Seksen yaşını aşmış, vatan ve din
sevgisinden başka hiçbir şeyi düşünmeyen Turgut Reis, kuşatmada yapılan hatayı
belirterek, büyük bir istekle savaşa katıldı. 17 Haziranda St. Elmo burcunda
yapılan bir hücumda, başından yara alarak beş gün baygın yattıktan sonra, 23
Haziranda St. Elmo’nun fethi günü şehit oldu.
Türk denizcileri arasında, kahramanlığı, devlete hizmetiyle
ayrı bir yeri olan, Barbaros Hayreddin Paşanın; “Turgut benden ileridir” dediği
bu deryalar hâkiminin naaşı, Trablusgarp’ta kendisinin yaptırdığı câminin
yanındaki türbesine gömüldü. Günümüzde de türbesi, Libyalılar ve onu sevenlerin
ziyaretgâhı hâlindedir.
Hiç yorum yok