İbn Haldun
14. yüzyılın büyük Arap tarihçisi İbn Haldun Doğu'da ve
Batı'da ilk tarih filozofu, hatta bazen sosyolojinin habercisi olarak
tanınmıştır. Arapçadan Latince ‘ye eserlerin çevrilmesi hareketi zayıfladığı
için ibn Haldun'un düşünceleri Avrupa'ya oldukça geç, 19. yüzyıl ortasında
girdi. Fırtınalı hayatını Umumi tarihine ek olarak yazdığı kısımdan
öğreniyoruz. Tunus'ta 1332'de (H. 732) doğan İbn Haldun Hadramut'tan İspanya'ya
göçmüş çok eski bir aileden geliyordu. 12. yüzyılda İspanya'nın Üçüncü
Ferdinand tarafından zaptından sonra İbn Haldun'un ailesi Tunus'a sığındı ve
filozof Kuzey Afrika'nın bu en önemli şehrinde doğdu.
İbn Haldun Ebu' Abdullah M. al-Ansari'den ders aldı.
Erkenden bilginlerin meclisine girdi. Bir seyahatte Fas Emiri Ebu İnan'ın
veziri oldu. Kendisini kıskanan memurların iftiraları yüzünden hapsedildi. Bu
emirin ölümünden sonra yerine geçen, onu serbest bıraktı ve ona umumi kâtipliğini
verdi. Fakat bu da uzun sürmedi ve kabilelerin isyanı üzerine emir, iktidarı
kaybetti. Memleketin siyasal hayatından rahatsız olan İbn Haldun Endülüs'e
gitmek için izin aldı. O zaman onu Gırnata emiri Abdullah b. Ahmer'in sarayında
görüyoruz (1364). Gırnata, İspanya'da İslam devletinin son sığınağıydı. Tarihçi
İbn al-Hatib orada vezirdi. İbn Haldun, orada tarihi çalışmaları için en
elverişli ortamı buldu. Abdullah onu Kastil kralına elçi olarak gönderdi. İbn
Haldun ile İbn Hatib arasında içten rekabet birinciyi Gırnata'dan ayrılmaya ve
Becaye emiri Abu Abdullah'ın devletini kabule mecbur etti. Bu memlekette vezir
oldu. Becaye ile Constantin arasındaki gerginliklerin halli ile uğraştı ve
siyasi hayatın devamlı huzursuzluğu onu yeniden memleketi bırakmaya ve
Telemsan'da bilimsel çalışmaları için yerleşmeye zorladı. Fakat siyasal hırsı
ve yönetme yeteneğinden faydalanmak için çağıranların çokluğu onu tekrar faal
hayata soktu. Telemsan sultanı Ebu Hamu onu sınırlarını koruyan kabilelerin
başkanı tayin etti.
O sırada İbn Haldun'un askerlik görevinde görüyoruz: Bu ona
sahra halkını tanıma ve göçebeler hakkında derin tetkikler yapma imkânını
verdi. Tarih felsefesinin önemli bir kısmını bu tecrübelerden çıkaracaktır. Tunus'ta Beni Hafs, Cezayir'de Beni Abd-el-Vaad, Fas'ta Beni
Merini hanedanları vardı. Fakat gerçekte her şehirde ayrı bir hükümet olup
sahra da hiçbir güce bağlı değildi. Hanedanlar arasında savaş, şehirlerin
güvensizliği, kervanlar ve köylerin kabileler tarafından yağma edilmesi onları
istikrarlı bir hayatta bırakmıyordu. İbn Haldun Kuzey Afrika'dan yeise düştü ve
Endülüs'e dönmek istedi. Fakat Gırnata emirinin iyi karşılamasına rağmen onun
hakkında Ebu Hamu'nun casusudur şeklinde yapılan dedikodular onu yeniden Ebu
Hamu'yu aramaya mecbur etti.
47 yaşındaydı. Devamlı okumaları ve siyasi
tecrübeleri ile büyük bir bilgi biriktirmişti. Bundan sonra siyasi hayatı
bırakmaya ve kendi deyimiyle "yeni bir bilim"i yazmaya karar verdi.
Bu suretle Umumi Tarihi'nin başı olan Mukaddime'yi (Prolegomenes) yazdı ve onu
kütüphanesinde tamamlamak için Tunus'a yerleşti. Tunus sultanı bu önemli eseri
yazılmasıyla çok ilgilendi. Eserini sultana ithaf etti ve yazma nüshayı
kütüphaneye verdi. Ve İbn Haldun hacca gitti. Dönüşünde hayranlıkla
karşılandığı Mısır'a yerleşti. El-Ezher'de ders verdi ve Kadi-ül-Kudat
(kadıların kadısı) tayin edildi. Bazı hoşnutsuzluklara rağmen hukuki reformlar
yaptı ve küçük bir aralıktan sonra yeniden aynı işe tayin edilerek ölümüne
kadar kaldı. Timurlenk Bayezit'i yendikten sonra Mısır'ı zapta kalkmıştı. Melik
Nasır tehlikeyi atlatmak için İbn Haldun'u Şam'a elçi olarak gönderdi. Gerçekten
bu görev Mısır'ı istiladan kurtardı.
İbn Haldun büyük Arap tarihçilerinden. En önemli eseri de
Mukaddime'dir. Orada onu modern tarih filozoflarına ve sosyologlara yaklaştıran
bir tarih kuramı yaptı. Mukaddime önce Paris'te Quatremere tarafından, Kahire'de
(Bulak) Mustafa Fethi tarafından bastırıldı. İlk çeviriler, Türkiye'de
Pirizade, Cevdet Paşa tarafından yapıldı. 18. yüzyıla kadar Batı, bu filozofu
tanımıyordu. 19. yüzyıl başında Sylvestre de Sacy onun önemini gördü. Garcin de
Tassy İbn Haldun'un eserinden birkaç bölümü çevirdi. Quatremere eseri
Prolegomenes adıyla yayınlamıştı. Özet halinde Fransızca‘ya çevirdi. Fakat
bitiremedi. İlk defa tam çevirisini Baron de Slane yaptı (1862-1886). O
zamandan beri batı memleketlerinde İbn Haldun'dan çok bahsedilmektedir.
Hiç yorum yok