Saray-ı Akik-Eski Saray
Osmanlıların
yapmış olduğu ilk saray Beyazıt’ta Süleymaniye ile Beyazıt Camisi arasında
bugünkü İstanbul Üniversitesi’nin bulunduğu alandadır.
Tarihçi Ruhi
Edrenevi’nin belirttiğine göre Fatih Sultan Mehmet’in sarayının mimarı,
Edirne’de Üç Şerefeli Cami ile Edirne Sarayı’nı yapmış olan
Musliheddin Efendi’dir.
Bizans
tarihçisi Dukas’a göre yapımı 1458’de tamamlanmıştır. Harem dairesi padişah ve
içoğlanlar için kasırlar, köşkler, idari yapılar ile vahşi hayvanların
bulunduğu av sahalarından oluşmuştur. Saray bahçesinde I.Theodosios’un
diktirmiş olduğu, spiral süslemeleri olan anıtsal bir sütundan da söz
etmektedir. Saray duvarlarının bir mil uzunluğunda olduğunu, duvarlarda dört
adet kapı bulunduğunu da belirtmiştir. Eski sarayda içoğlanı olarak yaşamış
Giovantonino Menavino, burada 25 yapının olduğunu, bahçesinde deve kuşlarının,
tavus kuşlarının ve diğer egzotik kuşların dolaştığını yazmıştır. Bunun yanı
sıra Eski Saray ve etrafını kuşatan bahçe duvarları 1479’da yapılmış Giovanni
Andrea Vavassore’nin haritasında da görülmektedir. Ayrıca Matrakçı
Nasuh ’un Beyan-ı Menazil’indeki İstanbul tasvirinde şehir içerisindeki
konumu açıkça belli olmaktadır.
Topkapı
Sarayı yapıldıktan sonra İstanbul’un fethinden sonra yapılan bu ilk saray
“Saray-ı Atik” ismini almıştır. Topkapı Sarayı’na da Saray-ı
Cedid ismi verilmiştir.
Eski Sarayın
yapımının bitiminden sonra, 1458’de Fatih Sultan Mehmet Topkapı Sarayı’nı
yaptırmaya başlamıştır. Topkapı Sarayı devlet yönetimine ayrılmış
olup, içerisinde harem dairesi bulunmuyordu. Topkapı Sarayı’nda harem dairesi
Kanuni Sultan Süleyman’ın (1520–1566) eşi Hürrem Sultan’ın padişahın
yanında olmak istemesinden ötürü XVI. yüzyılın ortalarında yapılmıştır.
Eski Sarayda
yaşayan kalabalık bir saray mensubu bulunuyordu. Eski Saray 1541 yılında
yanınca burada yaşayan harem halkı Topkapı Sarayı’na taşınmıştır. Bundan sonra
da Eski Saray gözden düşmüş, yaşlanmış, cariyelerin yanı sıra ölen padişahın
annesi, kadınları ve kızları yaşamaya başlamıştır. Burada yaşayan
Kadınefendi’lerin erkek çocuklarından birisi Osmanlı tahtına çıktığında burada
yaşayan padişah annesi de Valide Sultan olarak Topkapı Sarayı’na dönerdi.
Evliya Çelebi sarayın dört köşeli, 12 bin arşın uzunluğunda bir sur ile çevrili
olduğunu belirtmiştir. Evliya Çelebi saray çevresinde yeniçeri ağası Lala
Mustafa Paşa, Piri Mehmet Paşa ve Esma Sultan saraylarının bulunduğuna da
değinmiş ve ” Eski Saray’ın surları burçsuz, duvarsız, dişsiz,
kalesiz ve hendeksiz bir surdur. Ama gayet sağlam yapılıp bütün duvar üzeri
mavi kurşun ile örtülüdür. O zamanlar çepeçevre ölçüsü 12 bin arşın idi. Dört
köşeli bir binadır. Bir tarafı Sultan Beyazıt Kazancıları köşesinden Misk-i Sabunu
Kapısına kadar, bir köşesi Talak Mustafa Paşa Kapısında son bulurdu. Oradan bir
tarafı Küçükpazar Seddi ve sarnıcı üzere bitmişti. Halen Yeniçeri Ağası sarayı
ve Siyavuş Paşa sarayının yeri, meskür eski saray yerinde idi. ” sözlerine
böyle devam etmiştir.
Hiç yorum yok